YUNAN GAZETELERİNDE DERNEK

Derneğimizin Onikiada’daki Soydaşlarımızın   Yunanistan tarafından  “Türk Kimliği”ni tanıması talebi Yunan Gazetesinde

Derneğimizin Onikiada’da  “Türk Azınlık Sorunu”nu Gündeme  getirmemiz 29 HAZİRAN 2022 TARİHLİ  DİMOKRATİKİ.GR” E-GAZETESİ’nde

“Erdoğan Rodos ve İstanköy Adalarındaki ‘Türk Azınlık’ Sorununu Gündeme Getirdi”

“Önümüzdeki yıllarda ‘Ege’ konusu, Türkiye’nin ulusal kimliği için, Türk siyasi liderlerin  hayal ettiği şekilde, mevcut sınırların çok ötesinde hayati önem taşıyacaktır. Diğer yandan, Rodos ve İstanköy (Kos) adalarındaki ‘Türk Azınlığı’ sorunu gündeme getirilmekte.

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ege’deki yasadışı iddialar listesini genişleterek Yunan adalarının silahsızlandırılması ve Rodos ile İstanköy’deki ‘Türk azınlık’ sorununu gündeme getiriyor. Türkiye’nin planladığı tüm genişleme yollarının, mevcut sınırlarında sıkışıp kalmaması için mevzu mecburen Ege’den açılmakta. Modern ve uygar dünyada yeri olmayan bu paranoyak ulusal strateji, Recep Tayyip Erdoğan’ın mutlak bir şekilde siyasi olarak çizdiği ve bölgemizin haritasının nasıl değiştirilmesi gerektiğine dair yapılan müdahale son derece agresif bir harekettir.

Türkiye’nin ülkemize karşı daha da aşırı tavırlar sergilediği apaçık ortadadır.

‘Ege’ konusu, Türk siyasi liderlerin hayal ettiği gibi, önümüzdeki yıllarda Türkiye’nin ulusal kimliği için mevcut sınırlarının çok ötesinde hayati önem taşımakta. Türk Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, bunu alaycı bir tavırla ele almakta ve “sınırlarımıza sıkışıp kalamayız, daha büyük bir Türkiye var” ifadelerini kullanmakta.

Bu noktada, Türkiye Cumhurbaşkanı’nın 9 Haziran’da Twitter’de Yunanca paylaşımlarıyla başlattığı açık tehdit, Çavuşoğlu’nun bu bakış açısı da göz önünde bulundurularak değerlendirilmelidir.

Paylaşımlardan bir tanesi, ‘Türkiye, Ege’deki haklarından vazgeçmeyecektir. Adaların askerden arındırılmasına ilişkin uluslararası anlaşmalar tarafından tanınan haklardan tereddütsüz faydalanacaktır’ ifadelerini içermektedir.

Bahsekonu tehdidi, Rodos ve İstanköy adalarındaki ‘Türk Azınlığın zulüm görmesi’ ifadeleri daha da ciddi bir boyuta taşıdı. Sözkonusu adaların, tıpkı diğer Ege Adaları gibi askerden arındırılmadığı takdirde ulusal egemenliği sorgulanmayacağı düşünülmektedir.

Erdoğan, ‘Yunanistan, AB üyesi olmasına rağmen, AB esaslarını, dünya çapındaki insan haklarını ve uluslararası anlaşmaları hiçe sayarak Batı Trakya, Rodos ve İstanköy’de yaşayan

Türk azınlığa baskı yapmaya devam ediyor’ ifadelerini kullandı.

Recep Tayyip Erdoğan’ın en ufak bir yasal dayanağı olmayan iddiasının, revizyonist hedeflerini ilerletmek için sistemli olarak çarpıtmayı seçtiği gerçekle hiçbir ilgisi yoktur.

Ankara, yasadışı eylemlerini haklı çıkarmak için uluslararası hukuka ve uluslararası anlaşmalara başvurabilir, ancak Yunanistan’da yasal olarak tanınan tek azınlık, Lozan Antlaşması uyarınca Trakya’daki Müslüman azınlıktır. 1947 Paris Barış Antlaşması’nın 19. Maddesi uyarınca Onikiadalar’ın Yunan topraklarına dahil edilmesi şartlarına göre, Rodos ve İstanköy’de yaşayan Müslüman Yunan vatandaşları, hakları konusunda diğer Yunan vatandaşlarıyla aynı muameleyi görmektedir.

Onikiadalar’daki 9.000 Türk Hakkında Bir Hikaye

Ankara, Türkiye’nin taraf olmadığı Paris Antlaşması’nda açıkça belirtilmesine rağmen rağmen, Rodos ve İstanköy’de “Türk azınlığın” varlığından dolayı keyfi olarak ihlallere başvurmaktadır. Bu iki Yunan adasında azınlık meselesine yönelik Türk propagandası, ambleminde Rodos Heykeli (Kolossos) bulunan ve İzmir’de kain “Rodos, İstanköy ve Onikada Türkleri Kültür ve Dayanışma Derneği” tarafından yayılmaktadır. Dernek başkanı, 1945 yılında Rodos’ta doğan Ziraat Profesörü Mustafa Kaymakçı’dır ve yazdığı kitaplarda Onikiadalar’da “9.000 Türk”ün varlığına dair ‘hikayesiyle’,  bahsekonu Türklerin Yunan Devleti tarafından kötü muameleye maruz kaldığını anlatarak Ankara’nın tezini güçlendirmektedir.

Bu çerçevede, Erdoğan’ın “Rodos ve İstanköy’de Türk azınlık” iddiasıyla ilgili paylaşımından bir gün sonra, Mustafa Kaymakçı, “Yunanistan, Rodos ve İstanköy Türklerine sadece Müslüman Yunan vatandaşı muamelesi yapıyor. Maalesef, Türklere yönelik kültürel soykırım politikaları devam ediyor. Dernek olarak Türk kimliklerinin kabul edilmesini ve kültürel kimlikleriyle örgütlenmelerine engel olan yasa ve baskıların sona ermesini talep ediyoruz”  ifadelerini kullandı.

Türkiye, Yunan devletinin iyi organize edilmiş planına göre azınlığın yok olma tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu iddia edecek kadar ileri gitmektedir. Bu nedenle, Rodos ve İstanköy ilkokullarında Türkçe okutulmasını, camilerin korunmasını ve (el konulan) malların iadesini talep etmektedir. Ankara, bu derneğin son yıllarda İzmir’de Türkçe konuşan konuşmacılarla düzenlediği konferanslarla Onikiadalar’daki azınlık sorununu gündeme getirmeye çalışıyor.

Mustafa Kaymakçı’nın Türk medyasındaki sayısız röportajında, Yunanistan’daki “azınlığı” daha geniş bir açıya yerleştirmesi, Türk propagandasına göre, Trakya sınırlarını aşan ve ülkemizi bir asimilasyon ve baskı politikası ile suçladığı görülmektedir. Rodos ve İstanköy’deki “Türk toplumu”nun, Lozan Antlaşması’nın imzalandığı sırada adaların İtalyan egemenliğinde olduğu bahanesiyle kültürel kimliklerinin tanınmadığı da iddia edilmektedir.”