Basında Rodos ve İstanköy – Ayhan Sicimoğlu

BASINDA RODOS VE İSTANKÖY

  • 26 Temmuz 2015 tarihli Hürriyet Seyahat’te Sayın Ayhan Sicimoğlu “Rodos’ta Marco ile neden namaz kıldım?” başlıklı bir yazı yazmış bulunuyor. Doğal olarak Sayın Sicimoğlu Rodos ve İstanköy Türklüğü ’nün sorunlarına yeterince vakıf değil. Bu nedenle dernek olarak kendisine ilişikteki mektubu göndermiş bulunuyoruz. Konuyu gündeme getirmede aracı olduğu için teşekkür ediyoruz.
  • Prof. Dr. Mustafa KaymakçıRodos, İstanköy ve Onikiada Türkleri

    Kültür ve Dayanışma Derneği Başkanı

     

    Sayın Ayhan Sicimoğlu

    TV Programlarınız kadar gazete yazılarınızı da zevkle okuyorum. Son olarak  26 Temmuz 2015 tarihli Hürriyet Seyahat’te “ Rodos ‘ta Marko ile Neden Namaz Kıldım?” yazınızı okudum.

    Ben, Rodos’tan kültürel kimliğini kayıp etmemek için İzmir’e yerleşmiş bir ailenin çocuğuyum. Aynı zamanda  “Rodos, İstanköy Ve Onikiada Türkleri Kültür Ve Dayanışma Derneği’nin de başkanlığını yapmaktayım.

    İzin verirseniz, Rodos ve İstanköy’de yaşamakta olan Türkler hakkında size özetle bilgi vermek istiyorum.

    Dünya kamuoyunda Yunanistan’daki Türk Varlığı’nın Batı Trakya’yla sınırlı olduğu algısı vardır. Bununla birlikte Rodos ve İstanköy ağırlıklı olmak üzere Onikiadalar’da yaşayan ve sayıları 6.000 civarında olan bir Türk nüfus da bulunmaktadır. Yunan makamları, 1923 yılında Lozan Barış Andlaşması imzalandığında Onikiadalar’ın İtalyan yönetimi altında bulunduğu gerekçesiyle söz konusu soydaşlarımıza “azınlık” statüsü tanımamış bulunmaktadır.

    Rodos, İstanköy Ve Onikiadalarda yaşamakta olan Türklerin;Vatandaşlık,Türkçe Öğrenme Hakkı, Din ve İbadet,Nefret ve Baskı Ortamı, Osmanlı Türklerinden Kalan Kültürel Mirasın Korunmasından kaynaklanan Sorunları  ile Vakıflar  Sorunu gibi sorunları  söz konusudur.

    Rodos, İstanköy Ve Onikiada Türkleri Kültür Ve Dayanışma Derneği olarak adalarda yaşamakta olan Türklerin kültürel kimlikleri ile yaşamalarını bir insanlık sorunu olarak değerlendiriyoruz. Hiçbir kültürel kimliğin yok edilmesi ya da görmezlikten gelinmesini doğru bulmuyoruz.Bu bağlamda Batı Trakya’da olduğu üzere Türk kültürel kimliğinin korunması ve geliştirilmesi konusunun, bir Avrupa Birliği ülkesi olan Yunanistan’ın önde gelen görevlerinden birisi olması gerektiğinin ifade etmek  istiyoruz.

    Bununla birlikte, Rodos ve İstanköy adalarında yaşamakta olan Türkler, coğrafi açıdan Türkiye’ye çok yakın olmakla birlikte, Doğu Akdeniz’in engin maviliğinde unutulmak tehlikesiyle karşı karşıyadır. Anadolu doğumlu yurttaşlarımızın çoğunluğu Rodos ve İstanköy’de yaşamakta olan Türk ve Müslüman soydaşlarımızın varlığından haberdar değildi(r). Kimileri turist olarak geldikleri  adalarda  Türk esnafla karşılaştıkları zaman şaşkınlık geçirmektedir. Şaşkınlıkları, Türkiye’deki kimi şehirlerinden daha fazla, ancak çoğunluğu bakımsız olan ve Osmanlı Türkleri’nden kalan  kültür eserlerini görünce daha da artmaktadır.

    Türkiye Kamuoyu’na Rodos ve İstanköy’de yaşamakta olan Türkleri Sorunları, 1996 yılından itibaren Rodos, İstanköy ve Onikiada Türkleri Kültür ve Dayanışma Derneği tarafından duyurulmaya başlanmıştır.

    Uluslararası kamuoyuna  ise ilk kez İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) bünyesinde 2012 ve 2013 yılı başında alınan kararlar ile Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisine (AKPM) aktarılmıştır. Daha sonra,Türk Parlamenterleri’nin girişimi ile  Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi (AKPM)  Hukuk İşleri ve İnsan Hakları Komisyonu’nun hazırladığı “The Sİtuation of the Greek Citizens of Turkish Descent in Rhodes and Kos” başlıklı rapor, 9 Mart 2012 tarihinde AKPM Daimi Komitesi tarafından kabul edilmiştir.

    İstenilen düzeyde olmamasına karşılık raporda, Onikiadalar’da yaşayan soydaşlarımızın Türk kimliklerini serbestçe ifade edebilmeleri, Vakıfların yönetiminde söz sahibi olabilmeleri, Müftülük makamına işlerlik kazandırılması, okullarda Türkçe ve din bilgisi derslerinin başlatılması, kapalı camilerin ibadete açılması ve Yunan vatandaşlığını kaybeden Onikiadalılara vatandaşlıklarının iade edilmesine dair beklentilerine işaret edilmiş bulunmaktadır.

    Rodos ve İstanköy Türklüğü’nün Sorunları, sivil toplum örgütü düzeyinde de  Uluslararası kamuoyuna ilk kez 26-27 Kasım 2013 tarihlerinde Cenevre’de yapılan Birleşmiş Milletler 6. Azınlık Sorunları Forumu’nda, derneğimiz tarafından aktarılmıştır. Forumda, Ada Türklerinin Türk Kimliği ile değil , Yunanistan tarafından halen ‘Yunan Müslümanları’ olarak  kabule zorlandığı anlatılmış,ayrıca adalarda yaşayan Türkler’in ana dilde eğitim hakkından mahrum bırakıldığı, dini alanda ise 1972’den bu yana müftülük makamının boş olduğu belirtilmiştir.

    Dernek, son olarak 7-11 Mayıs 2014 tarihlerinde  Almanya’nın Flensburg kentinde gerçekleştirilen Federal Union of European Nationalities- Avrupa Halkları Federal Birliği (FUEN) 59. Kongresi’ne katılmış ve üyeliği onaylanmıştır. Bilindiği üzere,FUEN, Avrupa’da  “You Are Not Alone-Yalnız Değilsiniz” şiarıyla   100 milyon nüfuslu ulusal azınlık haklarını savunan bir sivil toplum örgütü olarak görev  yapmaktadır.

    Kısaca şu  söylenebilir; Rodos ve İstanköy Türklüğü, Türkiye’ye çok yakın olmakla birlikte son zamanlara değin oldukça unutulmuş bir görüntü vermekteydi.

    Adalarda yaşamakta olan Türkler,bugün yok olma noktasına gelmiştir. Yunanistan’ın asimilasyon politikasına “dur” denmediği takdirde, kısa bir süre sonrasında  Adalı Türklerden söz etmek olası olmayacaktır.

    Ancak Onlar, Mübadele gibi geçmişte kalmış sızlayan bir yaramız değil, adalarda varlıklarını sürdürmeye çalışan bir avuç azınlıktır ve Onlar’ın giderek asimilasyonu, bir anlamda insanlığın ve kendine has bir kültürün yok edilmesi demektir. Bu çığlığa, Dünya Kamuoyu gibi Türk Kamuoyu da yanıt vermek zorundadır.

    “Özgürlük, eşitlik ve adalet” tüm insanlık için evrensel değerleri ifade eden kavramlardır. Bu çerçevede adalar Türklüğünün ana dillerini öğrenme ve kullanma, ibadet özgürlüğü gibi sosyal ve kültürel hayatın başat değerlerini korumak ve sürdürmek gayretlerini evrensel ve temel bir insanlık hakkı olduğunu  vurgulamak isterim.

    Sayın Sicimoğlu,

    Yukarıda değindiğim konuları  yineleyerek yazımı bitirmek istiyorum.Rodos ve İstanköy’de yaşamakta olan Türklerin, Vatandaşlık, eğitim ve Türkçe öğrenme hakkı, din ve ibadet, Osmanlı Türklerinden kalan kültür mirasının korunması, vakıflar, nefret ve baskı ortamı gibi pek çok sorunla karşı karşıyadır ve onları her geçen gün kültürel bir asimilasyona sürüklenmektedir. Adalarda varlıklarını sürdürmeye çalışan bir avuç Türk/ Müslüman azınlığın sessiz çığlığını dünya komu oyuna duyurmak  zorunluğu vardır.

    Sayın Sicimoğlu,

    Son olarak yazmış olduğunuz   “ Rodos ‘ta Marko ile Neden Namaz Kıldım?”  yazı gibi  Rodos ve İstanköy Türklüğü’nün  varlığını tanıtmaya devam edeceğine inanıyorum.

    Katkılarınızdan dolayı saygı ve sevgilerimi sunuyorum.

     

    Prof. Dr. Mustafa Kaymakçı

     

     

     

    İletişim:

    Dernek Adresi: 1813/4 Sokak,No.2/6  D.2 Ethem Bey Apt.,Bostanlı-Karşıyaka/İzmir

    Tel: 0(232) 3620644 /e-posta: rodosistankoyturkleri@gmail.com

    www.rodosistankoyturkleri.org.tr

    Ev adresi:127/20 Sokak,No:2 Evka-3 Bornova/İzmir

    Tel:0(533)254 23 29/e-posta:mustafa.kaymakci68@gmail.com

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir