Değerli Rodos ve İstanköy Türkü Soydaşlarımız ve Dostlarımız
Sonsuzluğa uğurladığımız bir 10 Kasım’da daha Atatürk’ün Türk Toplumu için değerini anımsatmak istiyoruz.
Tarih sahnesinden silinmek üzere olan bir halk, Atatürk’ün önderliğinde, eskilerin deyişiyle düvel-i muazzama denilen emperyal devletlerle karşı savaşarak Kuvayı Milliye temelinde Cumhuriyet rejimini geçmişti. Siyasal bağımsızlığını kazanan Türkiye ekonomik bağımsızlığını da kazanmalıydı. Ancak bu, askeri zaferden daha da zordu.
· 13.6 milyon nüfusun 10.3 milyonu kırsal kesimde yaşıyordu.
· Toprak dağılımı adaletsizdi. Ailelerin yüzde 5’i toprakların yüzde 65’ine sahipti. Feodalitenin egemen olduğu doğu ve güneydoğu bölgelerinde ise ağalar devlet konumundaydı.
· Köylü eğitimsizdi. Çok az sayıda ziraat mühendisi, veteriner hekim ve tarım teknisyeni vardı.· Tarımsal üretim halkı besleyemez durumdaydı. Ekmeklik unun bile çoğu dışarıdan getiriliyordu. Şekerimiz,yağımız,bezimiz yoktu.
· Nüfusumuzun yarısı hastaydı. Üç milyon insan trahomluydu. Bebek ölümleri yüzde 60’ın üzerinde seyrediyordu.
· Bütün sanayi ürünleri dışarıdan alınıyordu. Ülke Avrupa’nın açık pazarı olmuştu.
· Halkın ancak yüzde 7’si okur-yazardı. Kadınların okur-yazarlık oranı ise binde bir bile değildi. Darülfünun denilen tek bir üniversite vardı. O’na da üniversite demek zordu. Kadın- erkek eşitliği söz konusu bile değildi.
Bu olumsuz tespitleri uzatmak olası. Gerçekten ülkenin durumu içler acısıydı. İşte Atatürk ve arkadaşları ülkedeki ortaçağı yenmek, tam bağımsız bir Türkiye yaratmak için olağanüstü atılımlar yaptılar ve çağdaş ve laik Cumhuriyeti kurdular.
Bütün Türkler gibi Rodos ve İstanköy Türkleri de O’nun bıraktığı Cumhuriyete sonsuzluğa değin sahip çıkacağız.
Rodos, İstanköy ve Onikida Türkleri Kültür ve Dayanışma Derneği
10 Kasım 2022