Rodos-İstanköy ve Oniki Ada Türkleri Derneği’nden yeni bir kitap:
25 Ocak 2022,
PROF. DR. OĞUZ KARAKARTAL
Rodos, İstanköy ve Oniki Ada Türkleri Kültür ve Dayanışma Derneği (ROİSDER), Ege Denizi adalarında bugün bir avuç kalan Rodos, İstanköy ve Onikiada Türklerinin sesi olmayı sürdürüyor.
Yıllardır büyük fedakarlık ve gayretle, dernek başkanı Prof. Dr. Mustafa Kaymakçı ve yardımcısı Doç. Dr. Cihan Özgün’ün editörlüklerinde Ada Türklerinin güncel siyasi, sosyal, kültürel ve ekonomik durumları hakkında Türkiye kamuoyunu ve dış dünyayı bilinçlendirme ve bilgilendirme işlevi yerine getiriliyor.
Bu büyük bir hizmet ve vatanseverlik timsali çalışmadır. Bu noktada ROİSDER’i, Başkanı Prof. Dr. Mustafa Kaymakçı başta olmak üzere çalışma arkadaşlarını candan tebrik ederim. Yaptıkları sempozyumlar, kültürel etkinliler ve basın açıklamalarıyla, devlet ciddiyetinde işlerle Ada Türklerinin sesi olmak onurunu yaşıyor ve görevini üstleniyorlar. Şimdiye kadar ROİSDER’den”Rodos ve İstanköy Türklüğü”, “Rodos ve İstanköy Türklüğü Ansiklopedisi”, “Rodos ve İstanköy Türk Vakıfları”, “Rodos ve İstanköy Türk Kültürü” gibi önemli eserler basıldı. Bunların İngilizce yayınlarının da yapılması hem Ada Türklerinin varlığının duyurulmasını sağladı, hem de 21. yüzyılda çağdaş dünyada, AB üyesi Yunanistan vatandaşı olmalarına rağmen Türk oldukları için karşılaştıkları sorunlar ve çifte standartlar gün yüzüne çıkartıldı.
Siyasi ve gizli faaliyetler yürütmeyen, Ada Türklerinin sorunlarını ve varlıklarını gündeme getirirken, barışçı bir dil kullanmaya çalışan derneğin ve Prof. Dr. Mustafa Kaymakçı’nın çalışmalarından, Yunanistan doğal olarak rahatsızlık duyuyor.
Örtbas etmeye ve eritmeye çalıştıkları Ada Türklerinin durumunun dünyaca bilinmesini istemiyorlar. Batı Anadolu/Adalar Denizi Adaları’nda bugün Rodos ve İstanköy’de, sayılarının 6000 civarında olduğu düşünülen Yunanistan vatandaşı Türkler yaşıyor. Yunanistan onların ulusal kimliklerini Türk olarak kabul etmediği gibi, öğrenim, vatandaşlık hakları, dini ihtiyaçları konularında baskı uyguluyor. Adalardaki Türklere karşı bir nefret söylemi türetilmiş olup, Türkçe konuşmaları ancak kendi aralarında, bir araya geldiklerinde mümkün.
Gençlerin Türkçe konuşma, dini ibadet, öğrenim görme, yurt dışına gidip gelme ve benzeri konularda büyük sorun ve tehlikelerle karşı karşıya olduklarını veya bu haklarının ellerinden alındığını Prof. Dr. Mustafa Kaymakçı ve derneğinin faaliyetleriyle öğreniyoruz.
Bugün, Yunanistan yönetimi altında kalan ve oturdukları yerlerin 500-600 senelik sahibi olan Batı Trakya, Rodos ve İstanköy Türkleri, baskı, asimilasyon, insan haklarına aykırı uygulamalarla karşı karşıya. Batı ve dünya politikacıları bunları bilip öğrenmelerine rağmen ses çıkartmıyor, Yunanistan bildiğini okuyor. Türk ordusunun ve yönetiminin çekilmek zorunda kaldığı eski ata topraklarında kalan Türklerin kaderi bu.
Kıbrıs açısından da Rodos ve İstanköy adalarında yaşananlar ibretlik örnek. Günümüzde Kıbrıs ve Türkiye’den Rodos ve İstanköy’e tatile gidenler, oralarda Türk mimari yapılarını ve Türkler olduğunu görünce şaşırıyor.
Burada ise suç veya sorumluluk, politikacılarımıza, eğitim politikalarını yürütenlere, basın-yayın organlarımıza ait. 500 yıl Türk adaları olarak bilinen ve halen soydaşlarımızın yaşadığı Rodos ve İstanköy’ün isimlerinin, Türkçe değil de, Batı veya Rum dilindeki gibi Rodi ve Kos adaları şeklinde kimi kanallarda sunucuların dilinden telaffuzunu duyunca insan çıldırıyor ve “dilini eşek arısı soksun” demek içinizden geliyor.
ROİSDER’den editörlüklerini Mustafa Kaymakçı, Cihan Özgün ve Nilüfer Erdem’in yaptığı yeni bir önemli yapıt çıktı: Yunan Algısında Türk İmgesi (Kökenleri ve Dostluk İçin Kültürel Çıkış Yolları).
Aralık 2021 sonlarına doğru çıkan eser, bu konuda yapılan sempozyumun kitabı. 513 sayfalık çalışma bildirilerin ve görsellerinin toplanmasıyla kurulmuş.
Bildiriler kendi içinde dört bölüme ayrılmış:”Batı Felsefesinde Türk imgesi;Yunan Algısında Türk İmgesinin Kökenleri ;Rodos ve İstanköy Türklüğünün Güncel Sorunları;Türk-Yunan İlişkilerinde Dostluk İçin Kültürel Çıkış Yolları” Bu bölümlerde gerçekten çok orijinal ve akademik incelemeler bulunuyor.
ROİSDER’in hazırladığı bir sempozyumlardan birine ben de katılmış, “Rodos Adasında Basılmış Eski Yazı (Osmanlı Türkçesi) Kitaplar” konulu bir bildiri sunmuştum.
Kendisiyle sohbetten her zaman büyük zevk aldığım, Adalar Denizi Türklüğü, Türkiye, Kıbrıs, Atatürk denince kalbi heyecanla atan, ciddi ve beyefendi insan Mustafa Kaymakçı hocamızı ve çalışma arkadaşlarını tekrar tekrar tebrik ederim.
Türkiye’de ilk kez yazılan, “Rodos ve İstanköy Denizcilerinin Türk Kurtuluş Savaşı’na Katkıları” adlı makalesini de herkese tavsiye ederim.
Tıpkı Kıbrıs Türkleri gibi Adalar Denizi-Rodos Türkleri de milli mücadeleye, Ata’ya, zor şartlarda nasıl destek vermişler, bu yazıdan öğrenmek mümkün.
“Yunan Algısında Türk İmgesi (Kökenleri ve Dostluk İçin Kültürel Çıkış Yolları)” adlı eser, derneğin internet sayfasından, merkezi İzmir’deki adresinden istenebilir. Rodos ve İstanköy Türklerinin bugün çektikleri hayati sıkıntıların temelinde Yunanistan idaresi altına düşmüş olmaları yatar. 1911-1912’ye kadar Osmanlı-Türk yönetiminde kalan, sonra İtalyan işgaline uğrayan Rodos ve İstanköy, 1947’de yapılan sözde halk oylamaları ve Yunan propagandalarıyla Yunanistan’a bağlandı. O günlerde sayısı yüz bin olan Ada Türklerini Yunanistan çeşitli yollarla bugün 6000’e düşürdü. Onlara da rahat vermiyor.
Ünlü şairlerimizde Yahya Kemal Beyatlı bir yerde: “Trablusgarp ve Arap diyarlarımızın elden çıkmasından çok Rodos’un elimizden çıkması beni üzmüştür. Zira Adalarda Türk soydaşlarımız var” mealinde cümleler sarf eder.
Bugün Kıbrıs Türklerinin, Kıbrıs adasının üçte birinde bile olsa, kendi bağımsız devleti altında, ay-yıldızlı bayrakların gölgesinde ve Türk askerinin güvencesi altında Yunan-Rum yönetimlerinin vahşiliğinden uzak yaşaması bizleri mutlu ediyor.
https://www.kibrisgazetesi.com/rodos-istankoy-ve-oniki-ada-turkleri-derneginden-yeni-bir-kitap-makale,15827.html