ROİSDER,Yunanistan’da çevrilen “Sevgili İzmir” adlı filimde, Türklerin kötülenmesini şiddetle kınıyor

 

 

Basın açıklaması                                                                          20 Aralık 2021

 

Özet:

Yunanistan’da çevrilen “Sevgili İzmir” adlı filimde, Yunan ordusunun Mustafa Kemal Atatürk komutasındaki Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükûmeti  Ordusu karşısında  yenilgi sonucu,9 Eylül 1922 tarihinde işgalci Yunan ordusunun kalıntıları ile işbirlikçi Yunanların İzmir’i terk etmek zorunda kalması, Türkleri kötüleme olarak gösterilmektedir.

Dernek olarak “Sevgili İzmir” adlı filimde, Türkleri kötülenmesini şiddetle kınıyoruz.

——————————————————————————————

Yunanistan’da Türkiye ve Türklüğü kötüleyen “Sevgili İzmir” adlı bir filmin ön gösterisini Yunan Basınından öğrenmiş bulunuyoruz.

Filimde, 15 Mayıs 1919 yılında İzmir’e çıkan Yunan ordusunun Mustafa Kemal Atatürk komutasındaki Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükûmeti  Ordusu karşısında  uğradığı  yenilgi sonucu, 9 Eylül 1922 tarihinde işgalci Yunan ordusunun kalıntıları ile işbirlikçi Yunanların İzmir’i terk etmek zorunda kalması,Türkleri kötüleme olarak gösterilmektedir.

Filmin,23 Aralık 2021 tarihinde Yunanistan sinemalarında gösterime gireceği belirtilmektedir.

Bilindiği üzere 15 Mayıs 1919 sabahı Yunanlar, İzmir’e çıkmışlardı. İtilaf donanması desteğinde hareket eden Yunan birlikleri, çok kan dökerek, türlü mezalim yaparak, evleri ve binaları ateşe vererek şehrin işgalini tamamlamışlardı. Yunan ordusu İzmir’den harekete geçerek, Bursa, Eskişehir, Kütahya ve Afyon’a kadar Batı Anadolu’nun büyük bir bölümünü de işgal altına almıştı. Bu işgal döneminin üzerinden uzun yıllar geçmiş olmasına karşın,bıraktığı acı izler ve etkiler hiçbir zaman unutulmamıştır . Türkiye’nin işgal süresince ödediği bedel, bugün dahi izleri silinmeyen bir ağırlıkta olmuştur.

Diğer yandan , Yunanistan’da “Küçük Asya Felaketi”tanımlanan Anadolu Bozgunu, sadece Yunanistan’ın binlerce halk çocuğunun Anadolu’da yok olmasına neden olmamış, aynı zamanda kuruluşundan itibaren bir yüzyıldır çağdaş Yunan devletinin siyasetinde egemen olan ve Megali İdea olarak bilinen “yayılmacı milliyetçilik (irredentist)” politikasını toprağa gömmüştür.

Bütün bunlar karşın, yukarıdan belirtildiği üzere “Sevgili İzmir”adlı  filimde işgalci Yunan ordusunun kalıntıları ile işbirlikçi Yunanların İzmir’i terk etmek zorunda kalması,Türkleri kötüleme olarak gösterilmektedir.

Filimin yönetmenine,bu filmi izleyeceklere, başka belgelere gereksinme yok,öncelikle Yunan araştırmacı yazar-gazeteci Tasos Kostopulos’un  “1912-1922 Savaş ve Etnik Temizlik” adlı kitabını anımsatmak isteriz. Kitapda Yunan askerinin Anadolu’da işlediği cinayetler ve barbarlıklar,tanıkların ifadeleri ve belgelerle kaleme alınmıştır .

Özetle,Yunan ordularının işgal sırasında yaptıkları  her türlü mezalimi saklamak ve örtmek için   suçu Türklere aktarmak ve  de aynı zamanda tarihi saptırmak doğru değildir.

“Sevgili İzmir” filminin ,iki ülke arasındaki dostuğa değil,düşmanlığa hizmet ettiğini ve Yunan halkını gerçeklikten uzaklaştırmaya yönetmek amacıyla çevrildiğini belirtmek isteriz.

 

Prof.Dr.Mustafa Kaymakçı

Başkan

————————————————————————————————————-

 

ROISDER,strongly condemn the vilification of Turks in the movie “Dear Izmir”, which was made in Greece.

 

 

Press Release                                                                       20th December 2021

 

Summary: In the movie titled “Smyrna”  which was recently produced in Greece, the defeat of the Greek army, which landed in Izmir on May 15, 1919, against of the Turkish Grand National Assembly Army under the command of Mustafa Kemal Atatürk, and the departure of the remnants of the invading Greek army and the Greeks collaborators from Izmir on September 9, 1922, are shown as a disparagement of the Turks.

ROISDER,strongly condemn the vilification of Turks in the movie “Dear Izmir”, which was made in Greece.

_________________________________________________________

 

We have learned from the Greek Press about the prescreening of a movie called “Smyrna” (Sevgili Izmir ”Dear Smyrna” in Turkish), which disparages Turkey and Turkishness in Greece.

 

In the movie, the defeat of the Greek army, which landed in Izmir on May 15, 1919, against of the Turkish Grand National Assembly Army under the command of Mustafa Kemal Atatürk, and the departure of the remnants of the invading Greek army and the Greeks collaborators from Izmir on September 9, 1922, are shown as a disparagement of the Turks.

 

It is reported that the film will be released in Greek movie theaters on December 23, 2021.

As is known, the Greeks landed in Izmir on the morning of May 15, 1919. Advancing with the support of the Entente Navy, the Greek troops completed the occupation of the city by committing much bloodshed and all kinds of atrocities, and setting the houses and buildings on fire. The Greek army advanced from Izmir and occupied a great portion of Western Anatolia as far as Bursa, Eskişehir, Kütahya and Afyon. Although many years have passed since the occupation, the traces of bitterness and agony it left behind have never been forgotten. The price Turkey had to pay during the occupation has been so heavy that its traces cannot be erased even today.

 

On the other hand, the Anatolian Disaster, defined as the “Asia Minor Catastrophe” in Greece, did not only cause the extinction of thousands of Greek sons in Anatolia, but also buried in the ground the “expansionist nationalist (irredentist)” policy” known as Megali Idea, which has dominated the politics of the modern Greek state for a century ever since its establishment.

 

Despite all this, as stated above, the fact that the remnants of the invading Greek army and the Greeks collaborators had to depart from Izmir is shown as disparagement of the Turks in the movie titled “Smyrna”.

 

There is no need for other documents for the director of the movie and those who will watch this movie. First of all, we would like to remind them of the book “War and Ethnic Cleansing of 1912-1922” by Greek researcher writer-journalist Tasos Kostopoulos. In the book, the barbaric murders and atrocities committed by the Greek soldiers in Anatolia were written based on witness reports and documents.

 

In sum, it is not appropriate to put the blame on the Turks and at the same time to distort history in order to conceal and cover up all the atrocities committed by the Greek armies during the occupation.

 

We would like to state that the movie titled “Smyrna” serves the hostility rather than the friendship between the two countries,  and it was produced with the aim of distracting the Greek people from reality.

 

Prof.Dr.Mustafa Kaymakçı

President