Rodos,İstanköy ve Onikiada Türkleri Kültür ve Dayanışma Derneği İstanbul Şubesi’nin değerli üyeleri,sevgili soydaşlarım,
İstanbul Şubemizin ilk genel kurulunu yapıyoruz.Sizleri dernek merkezimizin ikinci başkanı Ahmet Kırevliyası aracılığıyla selamlıyor,sevgilerimi sunuyorum.
Bu yıl,merkezimizin de kuruluşunun yirmi birinci yılın ulaşmış bulunuyoruz.
Bilindiği üzere, Rodos ve İstanköy Türkleri olan soydaşlarımız, 21. yüzyılın başında yok olma tehlikesiyle karşı karşıyadır. Avrupa Birliği üyesi bir ülkenin eşit yurttaşları(?) olan Onikiada Türkleri bir uygarlık projesi olarak nitelendirilen projenin nimetlerinden yararlanmaktan uzaktırlar. Öyleki,Adalarda yaşamakta olan Türkler,tanımadıkları kişilere Türk olduklarını ifade edememekte,Yunan Müslümanı olduklarını söylemek zorunda kalmaktadırlar.Korku egemen bir durum olmuştur.
Oysa, çağımızda insan hakları, demokrasi, hukukun üstünlüğü gibi evrensel kavramlar uluslararası arenanın en çok dile getirilen kavramları arasında yer almaktadır.
Bu ortam ve koşullarda,geçen süre içinde dernek olarak ;Yunanistan’da Batı Trakya Türkleri dışında Rodos ve İstanköy adalarında da yaşamakta olan Türklerin varlığını duyurduk. Adalardaki Türklerin; Türkçe Eğitim-Öğrenme Hakkı, Din ve İbadet Hakkı, Vatandaşlık,Nefret ve Baskı Ortamı, Osmanlı Türklerinden Kalan Kültürel Mirasın Korunmasından kaynaklanan sorunları yanı sıra Vakıflar Sorunu gibi sorunlarını Türkiye ve Dünya kamu oyuna anlatmaya çalıştık.
Bu doğrultuda ulusal ve uluslararası boyutlarda çalışmalar yaptık.Derneğimizi Birleşmiş Milletler,Avrupa Konseyi,Avrupa İşbirliği ve Güvenlik Teşkilatı, Avrupa Halkları Federal Birliği (FUEN) gibi kurumlarda temsil ettik,sorunlarımız İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT)’nda dile getirildi.
Uluslararası Sınır Tanımayan İnsan Hakları Örgütü (HRWF)’ne “Yunanistan: Rodos ve İstanköy’deki Etnik Türkler” raporunu hazırlattık.Rodos, İstanköy ve Onikiada Türklüğü’nün Yakın Tarihi Üzerine Sözlü Tarih Projesi’ni yürüttük.Türkiye’ye göç etmiş Rodos ve İstanköy Türkleri arasında dayanışmayı artırma, kültür, örf ve geleneklerini yaşatma ve öğretme konularında etkinlikler yaptık ve “Rodos ve İstanköy Türklüğü” ile “Rodos ve İstanköy Türklerinin Yakın Tarihi” kitaplarını yayınladık.Çok yakında “Rodos ve İstanköy Türklüğü Ansiklopedisi” de elinize ulaşmış olacak.
İstanbul Şubesi’nin değerli üyeleri,sevgili soydaşlarım,
Geçtiğimiz ay,Antalya Şubemizin de kuruluş işlemlerini başlattık.Geçici yönetim kurulumuz oluşturuldu.Ankara Temsilcimiz de belirlendi.
Bu etkinliklerimizle adalarda yaşamakta olan akrabalarımıza yalnız olmadıklarını,onların dertlerine çözüm yolları bulma doğrultusunda Türkiye’deki derneklerinin varlığını duyumsatmaya,moral güçlerini artırmaya çalışıyoruz.”Sizler unutulmuş değilsiniz” diyoruz.
Dernek olarak,yapmakta olan çalışmalarımızda Türk ve Yunan Halkları arasında dostluk ve işbirliğinin geliştirilmesine özen gösteriyoruz. Ancak bu içten istek, bir sivil toplum örgütü olarak Rodos ve İstanköy Türklüğünün sorunlarını dile getirme konusunda çalışmalarımızın karşıtı değildir. Derneğimizin bütün üyeleri,Türkiye ile Yunanistan arasındaki dostluğun sağlam temellere oturtulmasının, öncelikle ilişkilerde sorun olan konuların dile getirilmesi ve konuşulmasından geçtiğine inanıyor.
İzin verirseniz,bu bağlamda bir olayı da anlatmak gereğini duymaktayım.O da şu: Rodos’da vefat eden bir akrabamın yakınlarına baş sağlığı dilemek,aynı zamanda Rodos ve İstanköy Kültürü üzerinde kütüphanelerde incelemelerde bulunmak üzere Ahmet Kırevilyası ile gitmiş olduğum Yunanistan’da yazılı olmayan bir gerekçeyle 30 Ağustos 2016 akşamı 30 m²’lik alanda 21 kişinin bulunduğu çok kötü ortama sahip nezarette tutuklandım ve bir gün sonra sınır dışı edildim.Kişiliğime yapılan bu hareketi, ister istemez Yunan makamlarının Rodos, İstanköy ve Onikiadalar’da yaşayan Türk toplumuna olduğu üzere Batı Trakya Türklerine de yönelik doğrudan bir sindirme girişimi olarak yorumluyorum.
Bununla birlikte,tutuklama ve sınır dışı edilmeme,Türkiye ve Batı Trakya Türkleri Medyası ve sivil toplum örgütleri,Avrupa Milletleri Federal Birliği (FUEN) ve Avrupa Batı Trakya Türk Federasyonu (ABTTF) dışında, Yunan aktivistleri de tepki göstermiş ve bu tepkilerini uluslararası platformlara taşımışlardır. Yunan aktivistlerinin göstermiş olduğu duyarlılık,Türk ve Yunan halkları arasında eşitlik temelinde kalıcı dostlukların kurulabileceği konusunda umut ve beklentilerimi desteklemesi açısından yaşamsal bir öneme sahiptir.
Bunların ötesinde,İstanbul Şubesi Başkanımız Rafet Faralyalı’nın göstermiş olduğu dayanışma iletisi,en az diğer kınama açıklamaları kadar önemli olmuştur.Sayın Faralyalı; “başkanımızın uluslar arası hukuk çerçevesindeki başarılı çalışmalarına tahamülsüzlüğün göstergesi olan ve tamamen planlı ve de art niyetli, yunan güvenlik makamlarının bu insanlık dışı ve şovenist uygulamalarını kınadığımı belirtir, başkanımızın, ulusal ve uluslararası hukuka tamamen uygun olan derneğimiz amaçlarına uygun çalışmalarında her zaman olduğu gibi bundan sonra da beraberinde olduğumuzu da beyan ederiz. “demiştir.Kendisine teşekkür ediyorum.
İstanbul Şubesi’nin değerli üyeleri,sevgili soydaşlarım,
Bir anlamlı etkinliğimizi de anımsatarak iletime son vermek istiyorum.7 Kasım 2016 günü Aziz Mustafa Kemal Atatürk’ün ebedi istirahatgahına resmi bir ziyaret yaptık .Şeref Defterine yazdığımız bir paragrafı size iletmek istiyorum;
“Aziz Mustafa Kemal Atatürk,
Bizler,yakın tarihimizde Balkan Savaşları’nda şehit düşmüş ve Türkiye’deki Milli Mücadele sırasında İtalyanlardan temin edilen silahlarla Anadolu’ya silah sevkiyatı yapan Rodos Menfaat-ı Milliye Örgütü’nün çocuklarıyız.Bizler, Sizin kurduğunuz Cumhuriyet’te Reşit Galip,Şükrü Kaya gibi Milli Eğitim ve İçişleri Bakanlığı yapan seçkin Rodos ve İstanköy Türklerinin soydaşlarıyız.
Bizler,Türk kültürel kimliğini kayıp etmemek için Adalar Denizi’nden Türkiye’ye göç eden ve kurucusu olduğunuz Cumhuriyet’in sağladığı olanaklarıyla iş ve aşa sahip olan ve yüksek öğretimin de en yüksek mertebesine yükselebilen Türkleriz.
Ancak adalarda da yaşamakta olan soydaşlarımız vardır.Bununla birlikte Yunanistan’ın asimilasyon politikasına “dur” denmediği takdirde, kısa bir süre sonrasında Adalı Türklerden söz etmek olası olmayacaktır.
Akrabalarımız,soydaşlarımız adına Türkiye’de örgütlenmiş adalar Türkleri olarak Yunanistan Devleti’nden adalarda kalan soydaşlarımızın Türk kültürel kimliğinin kabul edilmesini, çocuklarımızın çift dillilik temellinde anadillerini öğrenmeleri için kapatılan okullarının yeniden açılmasını ve Osmanlı Türklerinden kalan mimari eserlerin korunmasını talep ediyoruz ve bu doğrultuda çalışmalar yapmaktayız.
Biliyoruz ki kültürel kimlik insanların doğuştan gelen haklarıdır. Kendi kültürel haklarını koruma temelinde bunu en iyi kavrayan önder Siz oldunuz.
Bu duygu ve düşüncelerle Rodos,İstanköy ve Onikiada Türkleri olarak,ilkelerinize sahip çıkmayı sürdüreceğiz.” dedik.
İstanbul Şubesi’nin değerli üyeleri,sevgili soydaşlarım,
İstanbul Şubesi Genel Kurulunda alacağınız kararların Rodos ve İstanköy Türklerinin dayanışmasına katkına bulunacak etkinliklere hız vereceğine inanıyorum.
Sizlere en içten saygı,sevgi ve özlemlerimi sunuyorum.
Prof.Dr.Mustafa Kaymakçı
Rodos,İstanköy ve Onikiada Türkleri Kültür ve Dayanışma Derneği adına:Başkan