Son Kitabımız “Rodos ve İstanköy Türk Toplumunda Eğitim-Öğretim” Kıbrıs Basınında

Prof.Dr. Mustafa Kaymakçı:

“RODOS VE İSTANKÖY TÜRK TOPLUMUNDA EĞİTİM-ÖĞRETİM”

 

Batı Anadolu, Adalar Denizi veya diğer adıyla Ege Adaları, Türkiye siyaseti ve kamuoyunun uzun zamandır gündeminde. Konu bu adaların Lozan Antlaşması’na aykırı olarak silahlandırılması, oralarda askeri kuvvet konuşlandırılması. Ancak bu konular yeni değil. Neredeyse son yetmiş yıldır Yunanistan Lozan’ı ihlal ederek adalara silah ve asker yığıyor. Midilli, Sakız, Sisam, Rodos, İstanköy ve Girit’i, buralardaki Türk-İslam varlığını, Türkiye aydınları, hatta kamuoyu yeni yeni keşfediyor. Bu gelişmede, yeni kuşakların ve araştırmacıların Adalar Denizi Adaları’ndaki Osmanlı-Türk varlığını merak etmeleri kadar, oralardan anakaraya, Türkiye’ye göç edenlerin çocuk ve torunlarının atalarından dinlediklerini anı kitaplarına aktarmalarının veya onların başlarından geçen, “öldürülme, zulüm, kaçma, göç” olgularını edebiyata dökmelerin etkisi vardır.

Bugün Ege ve Akdeniz’de Türk varlığı ve nüfusu yoğun olarak Kıbrıs’ta az bir miktar da Rodos ve İstanköy adalarında sürüyor. Kıbrıs Türkleri bağımsız, Türkiye’nin garantörlüğünde ve KKTC adıyla bir devleti var. Rodos ve İstanköy Türkleri ise bu açıdan şansız. Yunanistan vatandaşı olmalarına rağmen evrensel insan haklarına aykırı uygulamalara maruz kalıyorlar. AB içindeki Yunan devleti onların haklarını çiğniyor. Rodos ve İstanköy Türklerinin, Yunan idaresinin baskısıyla Türkiye’ye göç ede ede veya sudan sebeplerle vatandaşlıktan çıkarıla çıkarıla bugünkü nüfusları yaklaşık altı bin civarında.

Rodos ve İstanköy Türklerinin çektikleri, Kıbrıs Türkleri ve Türkiye yöneticileriyle kamuoyu için ders ve ibretlik bir laboratuvardır. Yunan-Rum idaresine girmesi durumunda Türklerin, Balkanlar, Batı Trakya ve Adalarda neler çekip nasıl asimileye politikalarına uğradıklarının canlı laboratuvarıdır Rodos ve İstanköy. Bu bir korkutma veya göreceli bir realite değil, insan hakları örgütleri, Helsinki Watch Report vb dünya kurumlarınca da tesbit edilmiş bir hakikat (verita) dir. Ancak Yunan idaresi kendi bildiğini okumaktadır. Rodos ve İstanköy Türklerinin bugün yaşadıkları sorunlar şunlardır:

– Yunan devletinin kendilerine karşı nefret söylemi

– Dini ibadet konusundaki sıkıntılar

– Türkçe eğitim alamamaları, Yunan mekteplerinde okumaya zorlanmaları

– Türkçe konuşmaktan çekinildiği için gençlerin Yunancayı tercih etmeye başlamaları

– Ekonomik yaşantıda, iş kurmada çekilen sıkıntılar, izin alamamak veya vergide farklı uygulamalar.

Bizlerin bütün bunları bilmesini ve en azından aydınlarımızın, akademisyenlerin gündemine gelmesini sağlana isim kendisi de aslen bir Rodos Türkü olan, daha önce bu sayfalarda başka kitaplarını tanıttığımız akademisyen ve Rodos İstanköy ve Onikiada Türkleri Derneği Başkanı Prof.Dr. Mustafa Kaymakçı.

Prof.Dr. Mustafa Kaymakçı entelektüel, vatansever ve bilinçli bir aydın, akademisyen. Rodos ve İstanköy Türklerinin sorunlarını Türkiye ve dünyada duyurmak için işe akademik toplantılar ve Türkçe-İngilizce neşriyat ile başlamak gerektiğini yıllar önce kavramış. Aralık ayında da Türk Tarih Kurumu ve kendi dernekleri ortaklaşa Rodos’un fethinin 500. yılı münasebetiyle ilgili bir sempozyum düzenliyorlar. Haziran 2022’de, Rodos, İstanköy ve Oniki Ada Türkleri Kültür ve Dayanışma Derneği’nin Prof.Dr. Mustafa Kaymakçı’nın editörlüğünde hazırlanan ve son bastığı eser, “RODOS VE İSTANKÖY TÜRK TOPLUMUNDA EĞİTİM-ÖĞRETİM” adını taşıyor. Eserde çeşitli akademisyenlerin önemli makaleleri var: “Rodos ve İstanköy’ün Kısa Tarihi, Rodos ve İstanköy Türk Toplumunda Kimli-Anadil ve Okul İlişkisi, Osmanlı Dönemi, İtalya, Almanya, Britanya ve Yunanistan Dönemi Adalarda Eğitim-Öğretim, Rodos’ta Eski Türkçe (Osmanlıca) Kültür ve Edebiyat, Rodos Türklerinin Güncel Sorunları ve daha başkaları.”

            Prof.Dr. Mustafa  Kaymakçı’nın editörlüğünde hazırlanan esere, Türkiye Cumhuriyeti Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Yurt Dışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı da destek vermiştir. Rodos, İstanköy ve Oniki Ada Türklüğünün sorunlarını duyurmak, çözüm bulmak ve gündemde tutmak amacıyla ve ulusal bir bilinçle lokomotif olarak hareket eden Prof.Dr. Kaymakçı’yı ve çalışma arkadaşlarını içten kutlarım. Osmanlı’nın son dönemi, Rodos, Midilli ve Sakız’da devlet görevlerinde bulunan, Magosa sürgünü vatan ve hürriyet şairi Namık Kemal, Adalar’da Türklerin eğitim, ekonomi, kültür ve benzer alanlardaki sıkıntılarına şahit olup devlete neler yapması gerektiği konusunda raporlar verir, mektuplar yazardı. İhmaller sebebiyle de bir mektubunda şöyle diyordu: “Cezâir-i Bahr-i Sefîd’in (Adalar Denizi adalarının) halini pek beğenmiyorum.”

İşte Namık Kemal’in  Adalar konusundaki gür sesini, devleti bilgilendirmesini ve Ada Türklüğünün geleceği için neler yapılması gerektiğini, özetle bu misyonu, kutsal görevi XX ve XXI. yüzyılda Prof.Dr. Mustafa Kaymakçı üstlenmiştir.