Basın açıklamasında, Avrupa Konseyi delegelerinin Batı Trakya'daki Türk kimliğine sahip Türklerin Yunanistan'da örgütlenmesi konusunda bir karar aldığı memnuniyetle ifade edilmiş ve aynı hakların Yunanistan'ın taraf olduğu anlaşmalar uyarınca Rodos ve İstanköy Türklerine de tanınması gerektiği belirtilmiştir.(Ekler:Türkçe ve İngilizce Basın Açıklamaları)
Basın Açıklaması 23 Haziran 2025 Özet Rodos ve İstanköy Türklerinin de Türk Kültürel kimliği ile örgütlenmesi hakları verilmelidir. Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi, 16 Haziran 2025 tarihinde almış olduğu bir kararla, Yunanistan hükümetinin Batı Trakya'daki Türklerin Türk kültürel kimliği ile dernekleşme hakkı vermesi gerektiğini vurgulamaktadır. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin kararının üzerinden 17 yıl geçtiğini hatırlatan Komite, isimlerinde Türk ifadesi yer alan derneklerin kapatılmasının hukuka aykırı olduğuna işaret etmektedir
Türkiye’de örgütlenmiş Onikiada Türklerinin temsilcisi Rodos,İstanköy ve Onikiada Türkleri Kültür ve Dayanışma Derneği olarak Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’nin aldığı bu kararın ivedilikle Yunanistan tarafından yerine getirilmesini talep ediyoruz. Aynı hakkın Rodos ve İstanköy Türkleri için de Yunanistan’ın taraf olduğu antlaşmalara uyarak yerine getirilmesi gerekliliğini ifade etmek istiyoruz. Prof.Dr.Mustafa Kaymakçı Rodos,İstanköy ve Onikiada Türkleri Kültür ve Dayanışma Derneği Başkanı ---------------------------------------------------------------------------------------------------------- Genel olarak, Yunanistan Türklüğü denince akla Batı Trakya Türklüğü gelmektedir. Batı Trakya Türklerinin eğitimden, imara, kültürel haklardan, kimlik sorununa, ekonomiden siyasal haklara varıncaya kadar birçok sorunu vardır. Ancak en önemlisi, yıllardan bu yana uygulanan asimilasyon politikasıdır.Bu bağlamda Yunanistan'da Türk kelimesi yasaklanmıştır.Resmi Yunan politikasına göre “Türk” azınlıktan “Müslüman” diye söz ediliyor . Diğer yandan günümüzde Rodos ve İstanköy ağırlıklı olmak üzere Onikiadalar’da yaşayan ve sayıları 9.000’ni geçen sayıda bir Türk nüfus da bulunmaktadır. 1947 yılında adaları sahiplenen Yunan makamları, 1923 yılında Lozan Antlaşması imzalandığında Onikiadalar’ın İtalyan yönetimi altında bulunduğu gerekçesiyle söz konusu soydaşlarımıza kültürel haklarını uygulamaktan uzak bir uygulama içindedir. Yunanistan’ın ileri sürdüğü bu tez,1913 Atina Antlaşmasına bağlı 3 numaralı protokol, 10 Ağustos 1920 Yunan Sevr Antlaşması, 30 Ocak 1923 Mübadele Sözleşmesi, 1923 Lozan Antlaşması: 45.Maddesi, 1926 Atina ve 1930 ve 1933 Ankara Antlaşmaları ve 1947 Paris Antlaşması” gibi antlaşmaların hükümlerine aykırıdır . Anılan antlaşmalar “Yunanistan’ın bütün toprakları” için geçerli kılındığından dolayı, bugün de yürürlüktedir ve Onikida bakımından bağlayıcıdır. Uluslararası Adalet Divanı’nın Devletlerin antlaşmalar konusundaki Ardıllık(halefiyeti-Hakların Devri ) hakkında yapılan 1978 Viyana Sözleşmesi’nin 15.maddesi kararı da bu doğrultudadır. Karar,bir kez daha “ülke topraklarının statüsü” kavramının, antlaşmanın yapıldığı sıradaki toprakları değil, ülkenin sonradan edindiği topraklarını da kapsayacak şekilde yorumlanması gerektiğini belirtmiş bulunmaktadır.
Sonuç olarak Türkiye’de örgütlenmiş Onikiada Türklerinin temsilcisi Rodos,İstanköy ve Onikiada Türkleri Kültür ve Dayanışma Derneği olarak Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’nin aldığı bu kararın ivedilikle Yunanistan tarafından yerine getirilmesini talep ediyoruz. Bununla birlikte aynı hakkın Rodos ve İstanköy Türkleri için de Yunanistan’ın taraf olduğu antlaşmalara uyarak yerine getirilmesi gerekliliğini ifade etmek istiyoruz.